21 Aralık 2020 Pazartesi


40 yaş

Yıl boyunca cümleler geçti içimden, yazıya dökmeyince havaya yazmış gibi oluyorsun. Uzay boşluğunda sürükleniyor hislerin  .Nasıl olsa o gün daha çok şey aklıma gelir sandım. Ama bugün, gri bir hava var dışarda ve içimde de öylesine bir boşluk. Kırk yıl ,dün gibi. Sanki hiç bir şey yapmamışım ve bir pencerenin kenarından gidişini izlemişim gibi. Sanki beşer yıllık şehirler ve bir kaç cümle dışında anlatacak bir şey yok gibi. Kırk yıldır dünyadayım, benim dünyam on yaşlarımdan çok farklı değil . Hayallerim var hala, boş durduğumda hemen elim  çenemde ,tırnaklarımın bir kaçı dudaklarımda  kendimi dağlara tırmanırken ve ya bir atın üstünde dünyayı kurtarırken bulabiliyorum... Ama umudum eskisi kadar yok. Melankoliyi de  seviyorum hala ,gülmeyi sevdiğim gibi. Ve yalnızlığım ;  canım arkadaşım, biri gelir de alır benden diye deliler gibi sarıldığım... Garip bir keyif alıyorum yalnızlıktan ..Ödüm patlıyor kaybederim diye, kısa süreli tatillerin son günlerine doğru duyulan hüzün gibi sarmalıyorum, gidecek elimden diye daha sıkı tutuyorum. Ama hep böyle hissetirip hiç gitmiyor ..Özgürlükle yalnızlığı karıştırıyor sanırım beynim, nasıl kodlamışsa artık ..Basit bir bilgisayar kodlama hatası hayatımızı yönetebiliyor diyor en son okuduğum kitapta. Sanırım öyle bir şeyler olmuş bir yerlerde...

Kırk ...Altlı üstlü dünyada geçirilen gün sayısı, ne kadar da sayılar yönetiyor hayatımızı...Her yerde sayılar, kelimelerden daha güçlüler adeta.. Bütün kelimeleri satın alabilecek büyüklükte de sayılar  olabiliyorlar ,bu sayı ile daha fazla dünyada kalamaz da denilebiliyor...Uzaklık , zaman, para, yaşam...Sayıların çağında , yıllara aylara isimler takıp, on tane rakamı evirip çevirip kullanıyoruz. Dördüncü sınıfı bitirip, bilmem kaç km  yol gidip, bu kadar para ile alıp bu kadar uzun yaşıyoruz, ya da ölüyoruz saat bilmem kaçta...Sonsuza kadar sürer bu. Bir vagonda doğuyoruz, bizimle aynı tarihlerde, aynı çağda doğmuş insanlarla aynı trende. Peş peşe vagonlar var, gidip bakıyorum. Bazı vagonlar daha konforlu ama kalma hakkın yok orda, aynı yoldaki başka çağlara ait yolcularsınız deniyor. Şimdilerde Z kuşağı, Y kuşağı vs. deniyor ya  işte ondaki durum.. 

Ben bazen bu vagona ait hissetmiyorum, gidiyorum diğer vagonlara , ama olmuyor. Doğduğun ev kaderin midir, yoksa coğrafya kader midir? Bir de ben ekleyeyim, doğduğun yıl kaderindir. Seni bir vagona hapseder ve diğer vagonları seyretme hakkı verir sadece. Benim vagonum da fena değil, ama zamandan münezzeh olmak isterdim, hepsini görmek. Bu garip arzum yüzünden, doymak bilmeyen bir obur gibi yaşıyorum.. Diller öğrenmek, şarkılar söylemek, tonlarca kitap okumak, bütün filmleri izlemek , bütün şehirleri görmek ,atımın üstünde dünyayı turlamak ,istiyorum. Gençler ;  yaşlılar bir şeyleri isteyince dalga geçiyorlar , 'yetmiş yaşına gelmiş ' diye başlayan cümleler savuruyorlar ya, sanki yaşlanmak demek isteklerinin de bitmiş olması demekmiş gibi. Elinden kaçacağını idrak ettiğin zaman bir şeylerin, son dakika indirimleri gibi, sepetini doldurma telaşına düşersin. Ondan o halleri onların, ondan da benim bu garip hallerim...

İyi ki doğdum mu bilmiyorum...Sorumluğunu hissettiğim insanlar için doğru şeyler yapmaya çalıştım ama kendim için ne yaptım, ne yapsam olurdu hala bilmiyorum. Bizde en güzel şeyler misafirler içindir .Kendini ve kendinden parçaları ikinci plana atarsın. Ben de ruhuma; artık yemekleri, kırılmış tabakları, eski tabureyi layık gördüm misafirlerime hazırladığım sofralarda...O yüzden en çok kendime zarar verdiğim kırk yıllık ömrüm var. İçinde yangınlar olan kırk yıl.. Yanmayınca ısıtmıyor insan, size gelen sıcaklık ondan. 

Geçen geçti, gelecekten de isteklerim var. İnşallah hayatımın miladı olur bu yıl. Daha sevgi dolu, bilgi dolu, sevdiklerimle dolu, özgür ve huzurlu bir ömür diliyorum kendime. Hz. Yusuf balığın karnında, Hz. Nuh gemide  40 gün kalmış, peygamberlik kırk yaşında gelmiş, kırk hadis, kırkı çıkmak kavramı,  kibrit kutularında bile kırk çöp var, yangınlara gönderme yapar gibi... Sözün özü, kırk sayısının bizde bir kutsiyeti var. Umarım bu kutsiyetten ben de payıma düşeni alabilirim..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder