15 Mayıs 2020 Cuma

DÖVİZ KURU VE KİLOLARIM


Bugün kıyafetlerimi toparlarken  farkettim ki , kilolarım ile ülkenin döviz kuru ne kadar da birbiriyle uyumlu. 15 yıldır ; 40 lar, 50 ler , derken 55 olduğumda inanılmaz kilo aldım sanmıştım. Komik miş aslında .. Her kilo alışımdan sonra aldığım yeni kıyafetlerle , kamufle ede  ede o kilomu benimsedim . Ardından 60 lar geldi. O ilk toslama anları, ‘ Nasıl yaşanacak , korkunç ‘ derken Zamanla daha rahat kabullenir, hatta dalga geçer oldum. Bazen hızlı artışlarda , yaz başlarında , hiç bir kıyafete sığamayınca küçük çapta kalp krizleri geçirip sonra bir kaç kamuflaj ile yine unutur oldum. Aslında hiç unutmuyorsun da ilk andaki etkisi kalmıyor ve hep bir öncekini arar oluyorsun .Uzun vadeli olmayan düşüşler umudu canlı tutarken , ibre aslında hep yukarıyı gösteriyor.Şimdi geçen yıldan ayırdığım, gelecek yıl kilo veririm dediğim , nasılsa düşer diye beklettiğim onca kıyafet bekliyor , ibreler 70 leri gösteriyor. Euro ise 7 lerde... Umudum var ki vazgeçemiyorum cânım elbiselerimden , hadi verirsem :)


Not: Bu yazıyı geçen yıl yazmıştım.12 Marttan bu tarihe kadar ülkecek karantinadayız ve bu kez tüm ülkenin kiloları ile döviz kuru uyumlu bir yükselişte.Evde ekmek yapmakla başlayan serüven çığrından çıkmış bir halde.  Son günlerde Euro 8 lere dayandı, kilolar ise 80 lere..

Anneler Günü






Malum gün geldi ve reklamlar;  Çağan Irmak filmlerini aratmıyor . Her yerde bol duygu sömürülü pazarlama stratejileri ..
Annelik sanırım dünyadaki en özel durumlardan biri . Aynı zamanda ilginç olan bu durum , kadının çocuğunu önce karnında taşıması , sonra da bir ömür boğazında bir düğüm olarak taşıması olarak devam ediyor .Ya çocuk için ? Kişilik gelişimden , duygularının oluşumuna , sağlığından , sağlıklı karar vermesine  kadar kişiyi o kişi  yapan her şeyin mimarının bir nevi bir insana bağlı olma durumu . Aslında bir bakımdan çok trajik bir durum... “ Yok ben hiç benzemem anneme “ falan diyenler için , DNA nınızın en kilit noktalarına saklanmış her şeyde siz annenizsiniz ... Hayatını bu kadar etkileyen bağlılık o kadar çok insan için travmatik durumlardır ki ; Yanlış davranışlara maruz kalan çocuklar , istenmeyenler , dayak yiyenler , çocuğunun tacize uğradığını bildiği halde susan annelerin çocukları ve dahası  anne yokluğunu iliklerine kadar hissedenler ...
İşte tüm  bunlar yüzünden, bazı  çocuklar için de, “ anne kavramı”  boğazlarında bir düğümdür .
Her anneler günü reklamını  izlediğimde , her gözümüze gözümüze sokulan duygusal sahnede ben çok daha fazla duygulanıyorum ve kapatmak istiyorum kimse görmesin diye . Allah’a  şükür annem  sağ, yoksa nasıl hissederdim bilmiyorum. ..Gün kutlanmasın mı , kutlansın ama  lütfen sessizce . Eski Ramazanlarda İstanbul da oruç tutmayan ecnebiler, oruç tutanlara  saygısızlık olmaması için , mahallelerinde  çocuklarına tembih ederlermiş , sakın bir şey yemeyin  diye ... Bu hassasiyetle kutlanmalı işte . Kimsenin acıyan ya da  kabuk bağlamış yaralarını kanatmadan, kimsenin fazlasını eksiğini gözüne sokmadan ..
Anneler günü reklamlarının kesinlikle yasaklanmasını istiyorum. Bunları bir çok insanın duygusal acısına saldırı olarak görüyorum. Bir sürü yetim var, yıllarca uğraşıp evlat edinememiş çiftler var, evlatlarını kaybetmiş insanlar var...Allah annesizlere, evladını yitirmişlere sabırlar versin diyorum. Anneliğini, kutsallığı ile yapmış tüm annelerin gününü kutluyorum .