12 Mayıs 2014 Pazartesi

TRT de KABUS GECE

KANDIRILDIM

O gün okula gittiğimde akşama bir konser olduğunu öğrendim. Okula servis gönderilecek ve konser sonunda öğrenciler geri getirilecekti.Okuldan hiçbir öğretmenin gelmemesine şaşırmıştım.Gece geç saatte bitecekti program ve o saatte de köye dönmek pek mantıklı olmayacağından kabul etmedim.Ama öğrencilerim gelip benden’ kimse gelmiyormuş hocam,lütfen siz gelin’ deyip bir de servis sizin eve yakın bir semtten geçecek diyince kabul ettim. Öncelikle giderken öğrencilerin balık istifi yapılırcasına edep dışı bir şekilde iki servise bindirilip gönderilişlerini gördüm. Bu böyle olmaz diye müdahele etmeye çalıştım ancak ben olaya dahil olduğumda araç çoktan hareket etmişti.Arkasından  gelen araç ayakta yolcu almadığı için saatlerdir yağmurda bekleyen beş genç gidemediler.Orada da böyle olmaz ,olmamalı konuşmaları yaptım ama yine nafile oldu.Gençlerin bir kısmını geride bırakmanın bir kısmının da kötü şartlarda gitmiş olmasına engel olamamanın verdiği can sıkıntısı ile başladı gece. TRT stüdyolarına geldik, hepimiz canlı yayına katılacağımızı sanıyoruz. Öncelikle canlı olmadığını öğrendik, gençler heyecanla girdiler içeri. Küçük bir  sinema salonu gibi,ancak ortada sahne var.,Oturduk herhangi bir yere…
Işın Karaca lakayt bir tavırla’ herkese hello’ diyerek giriş yaptı . Yönetmen kayıt diyince,  son derece yapmacık bir ses tonuyla ‘ sevgili seyirciler ve siz değerli konuklar …’ demeye başladı. Ben böyle bir iki yüzlülük görmedim. Şimdiye kadar birçok  sanatçıyı canlı dinleme fırsatım oldu ama böyle basitlikte birine ilk defa rastladığımı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim..Aralarda çalışanlara ‘ hayvan, lan… gibi argo kelimelerin yanında kulaklara zarar ancak bağırmayı bilen bir ses…Bir şarkıyı bile ‘kes, baştan alıyoruz’ demeden bitiremedi. Hele kameraların kayıt yapmadığı bir yerde ‘ ben müşterinin alkşlayanını severim ‘ demesi tek kelime ile rezaletti…Müşteri kelimesi de neydi öyle ! Konuğu Gökhan Türkmen, ona göre çok daha başarılı idi.En azından parçalarını doğru düzgün söyledi.Hele o kadının saçma sorularına karşı olgundu bile diyebilirim.Sahte gülmeler, sahte sorular ve kestik denildiği anda ise o iğrenç yüz ifadesi.... .Ama asıl iğrenci etrafdaki, benim hayatımda tanık olmadığım basitlikteki insanlardı. Progaramın ortalarına doğru anlamaya başladım durumu, bu insanlar parayla tutulmuştu..Bu kadar basit ve çirkin bir gürültüye tahammül edebilmek için ancak üstüne para almak gerekirdi zaten.Gayri ahlaki tavırlar içindeki bu insanlar ile aynı atmosferde bulunmak bile kendim kirlenmiş hissettirdi. İğrenç ama gerçek  bir tiyatro…Her şey yapmacık,sahte ,çirkin ve o kadının  sesi..( O ses kesinlikle işkence aleti olarak kullanılabilir)…Hele öğrencilerimin bunlara tanık olmasını hiç istemezdim doğrusu.Onlar benim gibi düşündüler mi bilemiyorum ama zihinlerinin bilincinde olmadan kirletilmesine ortak olmaktan dolayı çok.pişmanım. Kandırıldım…Tek kelime ile hissetiğim buydu…Şöyle düşünmüştüm,TRT’ ydi neticede...Bize Işın Karaca ve  Mustafa Ceceli denmişti.   Işın Karaca yı bilmiyordum da, Ceceli edepli bir beyefendiydi,canlı konserlerinde bulunmuştum.Oysa bambaşka bir manzara ile karşı karşıya kalmıştık.Ceceli yoktu, edep de o akşam yoktu doğrusu...

Ve bitti gece… iki gün sürecek bir baş ağrısı ve kötü bir hayat tecrübesi ile…Bundan sonra asla, sorumluluğun tamamen bende olmadığı, her aşamasını bizzat yönetmediğim ,içeriğine tam vakıf olmadığım bir geziye ya da başka bir şeye kimseyi götürmek istemem,özellikle de öğrencilerimi. Kim tavsiye ederse etsin,hangi konumda olursa olsun,  bu tür konularda kimseye güvenmemem gerektiğini de öğrenmiş oldum
                                                        

                                                                              24.04.2014